
Antioksidanların Önemi ve Kaynakları
Düşük konsantrasyonlarda proteinlerin, karbonhidratların, lipitlerin ve DNA'nın oksidasyonunu yavaşlatabilen maddeye antioksidan denir. Antioksidanlar, hücresel organları serbest radikallerin neden olduğu oksidatif hasardan korumaya yardımcı olan bileşiklerdir (Nikolaidis ve ark., 2012) Endojen (vücutta üretilen) veya eksojen/diyetle (dış kaynaklardan alınan) olarak sınıflandırılabilecek birçok farklı antioksidan vardır. Antioksidanlar, serbest radikalleri radikal olmayanlara dönüştürerek ve böylece reaktivitelerini azaltarak veya aktif olmayan radikallerin daha zararlı türlere dönüşmesini önleyerek oksidatif strese karşı koruma sağlar (Powers ve ark., 2014). Antioksidanlar, hücrelerdeki DNA, proteinler ve lipidler gibi önemli biyomolekülleri serbest radikallerin neden olduğu hasardan korur. Bu koruma, yaşlanma sürecini yavaşlatabilir ve yaşlanma ile ilişkili hastalıkların riskini azaltır. Beyin hücrelerini koruyarak Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkları ve kanser riskini azaltır. Aynı zamanda antioksidanlar, kolesterolün oksidasyonunu engelleyerek damar sertleşmesi (ateroskleroz) riskini azaltır.
Önemli Antioksidan Kaynakları:
Tokoferoller ve tokotrienoller (E vitamini) (Badem, fındık, tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler)
Askorbik asit (C vitamini) (Narenciye, çilek, kivi, biber, brokoli)
Resveratrol (Üzüm, yaban mersini ve ceviz)
Omega-3: Yağlı Balıklar (Somon, Sardalya, Uskumru), Keten Tohumu, Chia, Ceviz,
Kurkumin: Zerdaçal
Çinko: Et, deniz ürünleri, kabak çekirdeği, baklagiller
Coenzyme Q10: Et, balık, tam tahıllar, bazı sebzeler.
Selenyum: Brezilya fındığı, deniz ürünleri, tam tahıllar)
A vitamini (beta-karoten, alfa-karoten, lutein, likopen): Havuç, tatlı patates, ıspanak, kayısı, kabak
Flavonoidler: Çay, elma, soğan